Eksantrik Astrolojide Tekamül ve Arketipler

Rudolf Steiner’ın kurduğu ve oluşturduğu Antroposofik yaklaşımda insan, bedensel varlıksallığına Satürn ile başladı ve Dünya tekamülünü bitirdikten sonra Jüpiter varlıksallığına ve benliğine geçecektir. Bu bilgideki arketipsel değerlendirme, eksantrik astroloji açısından destekleyici ve son derece onaylayıcıdır.
Baba-oğul mücadelesinde Satürn ile Jüpiter; eski karmaların ve sınırların aşılması sonrasında, yeni bir bilinç ve büyüme sürecinin başlamasını sembolize ederler. Bu mücadele, ruhun tekamülünde daha yüksek bir seviyeye geçme aşamasını da anlatır. Tekamül yasasında; Satürn’ün zorlayıcı ve kısıtlayıcı karakteri ile Jüpiter’in büyüme ve genişleme karakteri, ruhun olgunlaşması için gereken iki önemli kutup yaratan arketiplerdir. Mitolojide Satürn ve Jüpiter’in hikayesi, bir yanıyla ruhun madde içindeki sınırları aşarak, süptil ve enerjisel benliğe ulaşmanın iki karakterli simgesel öyküsüdür.
Antroposofi ve Teozofi araştırmalarım sırasında, Jung’un arketip yaklaşımları, Bedri Ruhselman’ın İlahi Nizam ve Kainat bilgileri, eski kadim halklar (Toltek-Aztek-Maya) ve eski zamanların kıtalarından kalan bilgi ve semboller, Hint destanları, Asya-Sibirya-Kelt Şaman-kamlık bilgileri ve son bin yılların mitolojileri; Mısır-Pers-Sümer-Yunan-Roma, müthiş ufuklar açarak bana eşlik ettiler.
Jungiyen, Antroposofik ve şamanik yaklaşımlar içindeki arketipleri temsil olarak kullandığımda, çalışmalarımda ilginç ve farklı aydınlanmalar yaşadım. 55 arketipi kullanarak oluşturduğum Kadim Arketip kart sistemi, açılımlar ile kullanıldığında birleşik kolektif bilinç alanından çok yerinde mesajlar verdiler. Astroloji harita analizlerimde gezegenler ile birlikte arketipsel asteroit yerleşimlerini kullandığımda yaptığım tespitler; danışanlarda şaşkınlıklara neden olacak gizli ayrıntıları açıkladılar. Bir natal haritadaki Bacchus arketipinin yerleşimi ile bir gizli bağımlılığı, Nessus ile toksik bir ilişkiyi, Tantalus ile ihaneti, Adrastia ile kaçınılmaz adaleti, İxion ile aile içi cinayeti, İcarus ile sınır alanını okuyabiliyorsunuz.
Astrolojinin içeriğinin arketiplerin hikayeleri ile bu derecede izah edilir olması, benim bu alanda çalışmalarımı güvenle sürdürmeme neden oldu. Ve bu güven ile otuz yıla varan astroloji çalışmalarımda; baba-oğul arketipi olan Satürn ve Jüpitere özel bir önem vererek inceledim ve sonuç olarak “Üst benlik Jüpiter – Alt benlik Satürn” arketipsel tanımlaması, astrolojik analizlerimde benim tercihim oldu.
Bu sırada meğerse; astrolojide benlik için kullandığım altbenlik-üstbenlik betimlemelerini, mitolojik gezegenlerin arketipsel kimliği ile kullanıyorken, mitolojiye göre daha rasyonel bilim olan fizik ve astronominin içinde bunu onaylayan bilginin farkında değilmişim. Ta ki bir gün küresel döngüleri araştırırken karşıma Milankoviç döngüleri bilgisi çıkıncaya kadar.
Milankoviç döngülerinde dünya yörüngesinin iki büyük bükücüsünün Satürn ve Jüpiter olduğunu (çok gecikerek Temmuz 2025 tarihinde) öğrendiğimde bu paralelliğin peşine düştüm ve bu yol kendi doğal ilerleyişiyle; Eksantrik Astroloji modeline ulaştı.
Not: Oysa ki ben bir yıldır Antroposofik Astroloji hakkında bir kitap hazırlıyordum. Eksantrik Astroloji ekolü; kitabını kendi kendine yazdı gerçekten. Antroposofik Astroloji kitabı da geliyor bu kitabın arkasından.
Eksantrik astrolojide yolcu arketipi; kendisinin yörünge yolunu büken iki güçlü arketipe rağmen kendi üst varlık haline ulaşma hedefini gerçekleştirmeye çalışan asıl kahramandır. Eksantrikliğin; yani söz konusu bükülmeler sonucunda yörüngenin eğikleşme mekaniğini anlamak, bu etkilerle kendi yol tipini belirlemek, yolcunun yörüngedeki yolunu kolaylaştıracaktır.
Satürn- Jüpiter arketipsel yaklaşımı ile birlikte; diğer yandan modern psikolojide Jung yaklaşımı içindeki arketipsel öğeler; kahraman, asi, yolcu, kaşif, bilge gibi arketipleri daha önceki rüya, nefes ve Toltek Bilgeliği çalışmalarımda kullandığım ve faydalarını yaşayarak gördüğüm için tüm makalelerim ile kitaplarımda paylaşıyordum. Bu bilgilerin astrolojide eksantrik modele katkı vermesinin muhteşem güzelliğini de yaşıyorum. Bütünselliğe yaklaştığımız kadar çözüm gücümüz artması beni mutlu ediyor zira.
Aslında savaşçı, yolcu, kahraman, kaşif, bilge arketipleri tüm kültürlerde, felsefelerde baş köşededir ve onun yaptığı yolculuk önemlidir. İşte bu yolculuğun sırlarını keşfetme ve anlama aşamasında bize rehberlik edecek her türlü araca ihtiyacımız olur. Astroloji de bir araçtır ve bu yolculuğumuzu etkileyen göksel sistemi anlamamız için pusula görevini gören bir ilimdir.
“Pusulaya, araca ne gerek var, kader yolu bellidir, bana yürümek düşer” diyenlere son derece saygı duyarım ama ben; mutlak bir kaderin edilgen yolcusu olduğumuzu kabul etmeyenlerdenim. Bireysel seçimlerim varsa, sonuçların sorumluluğu bana aitse, ben de yolculuğumda irademin yetkisini kullanırım. Kaderin değişmezliğini referans alıp, astrolojiyi kehanet için ve mutlak kader bilgisi olarak kullanmayı da sorguluyorum.
Bu kader sorgum nedeniyle; tüm öğrenme çabalarım, irademizin seçim ve sorumluluğunu anlayarak kullanma yollarının çabası olmuştur; zira tüm makale ve kitaplarımda yer alan modellerde olduğu gibi; Eksantrik Astroloji ekolü de yine arketipler ile desteklediğim bana özgün bir pusula modelidir.
Göksel sistem, aşağıdaki “Yolcu” arketipini etkilerken hangi kozmik sistemle çalışıyor ise bizim de o sistemi algılıyor ve anlıyor olmamızın yolculukta bize seçim alanı sağladığına ben inanıyorum. Pek çok kez kendi hayatımda ve danışanlarımın hayatında; seçimlerin yol ve akışı belirlediğini gözlemledim. İnsan bilinç taşıyan bir varlıktır ve bilincin işlevi karar verme yetisidir. Öyleyse; karar verirken içsel ve dışsal verileri işleyerek yol almak ve özgün çevredeki her türlü bilgiyi kullanmak bizim doğal hakkımızdır.
Benim doğal hakkım olarak gördüğüm mitolojik arketiplerin işlevsel bilgileri ve özellikle göklerden bakmanın yöntemi olan astroloji; bana en çok olumlu cevap veren bilgi yöntemlerinden birisi oldu. Bana göre; “Yukarıda ne varsa aşağıda o vardır” cümlesi kadersel mutlaklıktır. “Aşağıda ne varsa yukarıda o vardır” cümlesi ise; benim kadere katkımın olasılığının var olduğunu bana anlatır. Olasılıklar içinde seçimin gücü gizlidir. Bu seçimler ile kendi yolunu oluşturan güç merkezi; bilinç ve benliktir. Yolun amacı tekamüldür, yoldaki benliğin amacı ise; kendini üst modele ulaştırarak tekamülünü yaşamaktır .
Ruh ve tekamül yasaları hakkında kadim ustaların eserleri, benim diğer tüm çalışmalarıma detay kazandırmış ve güçlendirmiştir. Bu eserler arasında dış kaynak olarak yararlandığım Rudolf Steiner kitapları ve Bedri Ruhselman öğretisindeki tekamül anlatılarında, alt benlik, üst benlik, öz benlik kavramlarını incelikli olarak ele alınmıştır. Bu ele alışlar benim için önemli referans kaynaklarıdır.
Rudolf Steiner’ın kurduğu Antroposofi yaklaşımı; mitolojik göksel arketipler ile kurulmuştur. Kendisi bizzat Satürn ve Jüpiter varlıksallığı kavramlarını kullanmıştır. Ona göre; Jüpiter özellikle ulaşmamız gereken bir üst varlıksallık halimiz olacaktır ve herşey Satürn varlıksallığı ile başlamıştır.
Ruhçuluk adı altında ülkemize tekamül bilgileri aktaran Bedri Ruhselman; tekamülümüz için görevli, bize büyük tesirler gönderen göksel varlıklar olduğunu ifade ederek; onların isimlerini vermeden gezegenlere atıfta bulunmuştur. Tıpkı Jungiyen arketipler gibi, tekamül yolculuğunda; şuur, şuur dışı, şuuraltı, şuur üstü gibi tanımlar kullanarak; şimdiki benlik, alt benlik, üst benlik, bilinç, bilinçüstü, bilinçdışı kavramlarının görev tanımlamalarını yapmıştır. Bu tanımlı ve kurallı, hiyerarşik anlatımıyla, ülkemizde ruhçuluğun tekamülsel yaklaşımlı sistemleşmesine büyük bir hizmet sunmuştur. Kadersel kurbanlık ve edilgenlikten çıkarak; farkındalıklı, şuurlu olmamız gerektiğine dikkat çekmiştir. Seçimlerimizin kaderimize katkılarını anlatarak; ülkemizde önemli bir bilinç yükselişine de katkı olmuştur.
Arketiplerin testi astrolog nesrin dabağlar eksantrik astroloji füsun Nesrin Dabağlar harita analizi nesrin dabağlar tekamül
