Ufo gerçekliği

Arayışınız Işığınızdır

Ufo gerçekliği

5 Temmuz 2024 Makaleler 0

(2009 yılında İndigo dergisinde yayınlanan geçmişten bir paylaşımdır. )

Nesrin Dabağlar
Temmuz 2009

4. UFO ve Yeniçağ Kongresi 13- 14 Haziranda WOW otelde, yüzlerce kişinin katılımıyla yapıldı.
Sirius UFO Uzay Bilimleri Merkezinin düzenlediği UFO kongresi, iki gün boyunca dünyaca
ünlü isimleri ağırladı. Konuklar kadar kongrenin ikinci gününde UFO gözlenmesi de
dikkat çekici ve ilginçti.

Katılımcılar:
Haktan Akdoğan ( Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merk. Başkanı)
Dr. Roger Leir ( Yazar ve uzay çipleri uzmanı),
Dr. Norma Milanovich ( Yazar),
Nick Pope (İngiliz Sav. Bknlığı UFO Masası Eski Şefi -Yazar-Araştırmacı),
Jaime Maussan (Gazeteci-Yazar-Dünyaca Ünlü UFO Araştırmacısı),
Erich Von Daniken (Araştırmacı -Yazar),
Antonio Urzi (Araştırmacı-Yazar-Belgesel Yapımcısı),


Katılımcı konukların her biri Ufolarla ilgili konularda farklı ilgi ve uzmanlıklara sahipler. Bu uzmanlıklar özellikle ülkemizde bilimdışı diye nitelense de gelişmiş ülkelerin bu konuyu araştırmak için ciddi bütçeler ayırdığını, devlete ait birimlerde bu konuyla ilgili bölümler oluşturduğunu, pek çoğu gizli kalsa da zaman zaman bazı bilgilerin bizlere sızdığını biliyoruz. Devletler resmi olarak hiçbir zaman UFO olgusunun gerçekliğini kabul etmek istemeseler de kesin bir dille yalanlama yoluna da gidemiyorlar. Geçtiğimiz yıl birkaç ülke(İngiltere- Fransa) bu konudaki bazı dosyaların halka açılmasına izin verdi.

Bu dosyalar incelendiğinde gerçekten kafa karıştıran vakalarla karşılaşmak mümkün. Kongredeki konuklardan birisi olan Nick Pope bu konuda kongredeki dikkat çekici bir isim. İngiliz savunma bakanlığında bu konuda yıllarca çalışan Pope, kongredeki konuşmasında önemli birkaç olaydan bahsederek hükümetin bu konuya ne kadar ciddi yaklaştığını anlattı. Orduda görevli bazı pilotların UFO’ larla karşılaştığını, hatta vur emri alıp UFO kovaladığını, devlet sırrı olarak saklanmasını isteyen esrarengiz devlet adamlarının müdalesi yüzünden pilotların yıllar boyu sustuğunu söyleyen Pope, İngiliz devlet dosyalarının herkese açık olduğunu ve inanmayanların ulaşıp okumasını ısrarla tavsiye etti. Bu tür birçok olay Türk pilotları tarafından da anlatılıyor.

Konuklardan en dikkat çekici ve hatta en ünlü olan Erich Von Daniken, yıllar önce yazdığı kitaplarla şimşekleri üzerine çekmişti. Dünya yüzündeki bazı eserlerin veizlerin eski tanrılar tanımıyla göklerden gelen başka varlıklar tarafından yapıldığını iddia eden Daniken, o yıllarda uçuk kaçık bir adam olarak nitelendirilmişti. Kitaplarını daha yazdığı yıllarda okumuş ve onun masalsı anlatımını kendi mantığımdan süzmüş, abartıları olsa da iddialarında tutarlı doğruluk payları olduğunu düşünmüştüm.Yıllar sonra onunla böyle karşılaşacağımı, bu kadar yakından dinleyeceğimi, hele hele Kumburgaz- UFO- Yalçın Yalman bağlantısıyla, onun iddialarının bu kadar hayatımın içinde olacağını asla hayal edemezdim.

Ama hayat öyle bir mucize ki aklınıza düşen ve sizi çeken şeyleri bir gün mutlaka sizin hayatınıza çekiyor. Çocukluğumda olabildiğimce tarafsız bir şekilde “evrende yalnız olabilir miyiz” sorusunu kendimce cevaplamaya çalışırdım. Yıllar içinde kutsal kitapların tümünden tutun da, tarihi eserlerin araştırılmasına, dil ve yazı bilim araştırmalarına, insanın evrimine, psikolojisine, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin takibine kadar okuduğum her türlü eserde tekrar tekrar bu soruyla ilgili pek çok bilgiye ulaştım. Bunun bir örneği tarihi tablolarda mevcut. Yüzyıllar önce yapılmış birçok eserde UFO tanımına uyan nesneler var. Bilgilerin veizlenimlerin sonucunda ne tam olarak inandım, ne tam olarak inkar ettim ve olabildiğimce bilimsel ve mantıklı çerçevede kalmaya dikkat ettim. Sonuçta anormal kabul edilen gizemli bir konu ve hiç kimse bilinçli olarak bu konuda sapkın olmayı tercih etmez.

Yıllar boyunca sapkın bir fenomen olarak kabul edilen UFO olaylarının büyük bir kısmı yanılmalar ya da yanıltmalar olarak tespit edilse de bildirilen toplam olayların yüzde onu gibi bir bölümü gerçek UFO deneyimi olarak kabul ediliyor ve ben de bu gözlemlerden birini yıllar önce yine ne tesadüf ki Kumburgaz’da ailemle birlikte deneyimledim. Bir gece çoluk çocuk evimizin arka bahçesinde yere oturmuş yıldızlarla ilgili sohbet ediyorduk. Uçak, helikopter, meteor, yıldız, ay ayırımını yapabilecek bilgiye sahip olduğumu çok iyi biliyorum ve gördüğümüz nesnenin hızı, ışığı ve şekli kesinlikle “tanımlanamayan” kriterindeydi. Tam tersi bir yöne bakarken içimden bir ses dönüp arkama bakmamı söyledi ve onunla yüz yüze geldim. Onun tanıdığınız başka hiçbir şeye benzemediğini biliyorsunuz, başka bir boyuttan olduğunu anlıyorsunuz, ona baktığınızda bunu size kendisi anlatıyor ve siz bunu kimseye ispat etmek zorunda da değilsiniz. Bırak isteyen inansın isteyen inanmasın diye sesleniyor sanki size. Hiçbir tepki göstermeden ailemle (4-5 kişi) onu ve esrarengiz kayboluşunu izledik. Sonrasında da doğal olarak hayatımıza geri döndük.

Bu olayın üzerinden yine yıllar geçti ve ben bir gün Yalçın Yalman’ın çektiği görüntüleri duyup, izledim. Hayat UFO’lar dışında bir sürü sıkıntıyla benim için bambaşka bir boyutta devam ediyordu ve bir gün Yalçın Yalman beni aradı. Tevrat ve Sümer’lerle ilgili yazımı okumuştu ve benimle tanışmak istedi. Hayatındaki UFO’ları ve bununla ilgili yaşadığı bir sürü olayı benimle paylaştı. Yalçın Yalman, kendi halinde, sade ve değişik enerjili bir insan. Herkes gibi acısıyla tatlısıyla sıradan bir hayat yaşamış. Ufo’lar hayatına girdiğinden beri tek amaca yönelmiş: Onları görüntüleyip tüm dünyaya sunmak ve her gün daha fazla kanıt toplamak. Bunu gerçekleştirmek için teknik imkanları sonuna kadar kullanmak istiyor ve bu
konuda her türlü desteğe, paylaşıma açık.


Yapmak istediğim röportajı aylarca gerçekleştiremedik. Sonunda dördüncü UFO kongresine
katılmaya karar verdiğimde WOW Otel’de buluştuk ve onunla nihayet bir röportaj yaptım.
Açıkçası ondan aldığım bazı bilgileri bu yazımda ve röportajımda açıklamayacağım
konusunda kendisine söz verdim. Onun izin verdiği kadarını sizinle yazımın sonunda
paylaşacağım.

Yalçın’ın çekincelerine karşılık kongrede yer alan en ilginç bilgileri ve görüntüleri Jaime Maussan’ın ağzından anlatabilirim. Pek çok video ve fotoğrafın ardından henüz resmen dünyaya açıklanmayan ilginç bir yaratığın video ve resimlerini, kongreye katılan diğer yüzlerce konukla birlikte ben de izledim. Tesadüfen bir kapana yakalanan yirmi cm boyunda, maymunumsu, tüysüz, iri gözlü, ıslak derili bir canlı, teknolojinin bütün imkanlarıyla araştırılmış ve kemik ve beyin yapısıyla insana benzediği ama onun primat (maymun ve insana verilen genel isim) olmadığı, hücre ve DNA yapısının çok farklı, el, ayak yapısının insana, iç kulağının dinozorlara benzediği açıklanmıştı. Yakalayanlar tarafından tuzlu suda boğulmadan önce genizden gelen insansı bir homurtu ya da inleme çıkardığı söylenmiş. Halen bir Avrupa ülkesinde DNA çalışmalarının sürdüğünü anlatan Maussan, bu çalışmalar bittiğinde resmi açıklamanın yapılacağını söyledi.

İlginç olan başka bir video ise binlerce yıl öncesinde kutsal bir kitaba giren olayın sanki bugüne aitmiş diye düşündürüp şaşırtan görüntülerine aitti. Maussan, Tevrat’taki Ezekiel’i kaçıran aracın ve götürüldüğü tapınağın kitaptaki anlatımlarına dayanan üç boyutlu animasyon görüntülerinin yapıldığını ve ortaya yan taraftaki resimde görüldüğü gibi bir araç çıktığını söyledi. “Sümer’den Tevrat’a taşınan UFO’lar” adlı
yazımda bu bölümden bahsetmiştim. Dört ilginç tekerleğiyle ve yuvarlak kubbesiyle bizim bugün UFO dediğimiz uçan nesne, Tevrat’ta “dağa konan tanrının ruhu” ve“ her şeye gücü yeten” ya da “rab” olarak isimlendirilmişti.


Maussan’ın dolu dolu olan samimi anlatımının ve zengin video-resim sunumunun ardından ara verildi kongreye ve herkes dışarıya çıktı. Ben dışarıya çıktığımda bir telaş hissettim ve az önce yüzlerce kişinin gözleri önünde otelin üzerinde tuhaf bir cisim görüldüğünü Antonio Urzi ile Yalçın Yalman’ ın onu görüntülediklerini öğrendim. Yalçın hemen çektiği görüntüleri yine bana gösterdi. Uzunca bir süredir çektiği görüntüleri daha kimse görmeden bana iletiyordu ve basından önce izlemek açıkçası gerçekten keyifli.

(Bu yüzden Yalçın Yalman’a teşekkür ediyorum) Antonio Urzi de Yalçın gibi uzunca süredir
UFO’ları görüntülemeyi başaran birisiydi. Daha sonra kongrede çekilen bu yeni görüntüler izlendi ama araştırılması yapılmadığı için ne kadar gerçek olduğu konusunda kimse bir iddiada bulunamaz. Tek gerçek var ki yüzlerce kişi aynı anda farklı bir cismini gökyüzünde izledi. Dünya dışı olup olmadıklarını bilmemiz mümkün değil. Bunun için gerçekten bilimsel araştırma ve zaman gerekiyor.


Yalçın Yalman ile kongre bittiğinde röportajı yapmak üzere bahçede buluştuk. Ona sorduğum sorular sıradan olsa da cevapların olağan olduğunu söyleyemeyeceğim. Dediğim gibi ancak onun izin verdiği kadarını size aktarabiliyorum.

ND- Yalçın Bey onlarla ilk defa ne zaman karşılaştınız?
YY- Çocukken babamla balık tutmaya gittiğimiz bir gece denizin üzerinde iki ay görünce
babama hangisinin gerçek ay olduğunu sormuştum. Sonra ben de herkes gibi büyüdüm, evlendim, çalıştım, emekli oldum. UFO’larla ilgim olmadı.
ND- Peki, daha sonra tekrar ne zaman ve nasıl UFO gördünüz?
YY- Emekli olunca Kumburgaz’da gece çalışmaya başladım ve uyumadan beklerken gökyüzünde farklı ışıklar görmeye başladım. Bir kamera aldım onları çekebilmek için. Bu kameraya nasıl para bulduğum çok soruldu ve eleştirildi ama onları kayıt edip gösterebilmek için bütün koşullarımı zorladım. 2007’de nihayet onların anlamlı görüntülerini çekmeyi başardım.
ND- Korkmadınız mı hiç?
YY- Hayır korkmadım, korkmuyorum. Sıradan bir şeyi çekiyormuş gibi işimi yapıyorum.
ND- Sizce nerden geliyorlar?
YY- Bizim gidemeyeceğimiz kadar uzaktan, başka boyuttan geliyorlar.
ND- Gezegenlerinin adını biliyor musunuz?
YY- Onu söyleyemem.
ND- Geleceklerini nasıl hissediyorsunuz? Kongre sırasında da birden dışarı fırladınız, size haber mi veriyorlar?
YY- Bilmiyorum, tarifini yapamam. Bir şeyler hissediyorum ama ne olduğunu bilmiyorum. Bazen farklı altıncı hislerim de oluyor.
ND- Amaçları ne sizce, bize zarar vermek niyetinde olabilirler mi?
YY- Bu konuda tabii ki kesin bir şey söyleyemem ama zarar vermek isteseler çok kolaylıkla yapabilirler, bizden çok şey bildikleri kesin. Bugüne kadar bana bir şey yapmadılar. Bence sadece gözlüyorlar, araştırıyorlar ve belki de kimsenin bilmediği müdahaleler yapıyorlardır, bilemiyorum. Biz nasıl gidip Ay’ı, Mars’ı inceliyorsak onlar da bizi inceliyor.
ND- Kendiniz için bundan sonrasında neler düşünüyor neler istiyorsunuz?
YY- Tek istediğim daha mükemmel kameralarla onları çekmek ve tüm dünyaya göstermek. Ekipman olursa daha ayrıntılı görüntüler çekeceğime eminim.
ND- Sizce bütün dünya onları görüp kabul edince ne olacak?
YY- Tabii ki yeni bir çağ başlayacak, evrende yalnız olmadığımızı anlayacağız. Bilenler,
kabul edenler ve görenler olsa da tüm dünyanın inanacağı gün henüz gelmedi. Umarım bunun en büyük kanıtı olacak görüntüleri bir gün ben çekerim ve tarih adımı yazar.
ND- Çevrenizden tepki, kötü muamele, dışlanma gördünüz mü UFO’larla ilgili olarak?
YY- İlk zamanlar epey eleştiri aldım, gereksiz bir işle uğraşıyorum diye. Bazen başıma kötü ve tehlikeli olaylar da geldi. Çok üzüldüğüm konuşmalar da oluyor. En komik olanı da; uzaylılar sana neden para vermiyor diye sorular sorulması. Ama son zamanlarda daha olumlu ve ciddi tepkiler almaya başladım, hem ben fazla aldırmıyorum artık olumsuz konuşanlara. İsteyen inansın, isteyen inanmasın; bilen biliyor evrende bizden başka birilerinin olduğunu.


Yalçın Yalman ile röportajımızdan sizinle paylaşacaklarım şimdilik bu kadar, kendisiyle haberleşmeye devam ediyoruz. Biz sohbetlerimizde gelecek üzerine konuşurken, geçtiğimiz aylarda konuştuğumuz bazı şeylerin gerçekleştiğini görüyorum ve gelecek ile ilgili kendisinden bazı sözler aldım. Geçmişte umutsuz ve karamsar olduğu birtakım konularda güzel haberler almış ve yeni bir yola doğru gidiyor. Umarım onun ve tüm dünyanın hayrına görüntüler çekmeyi başarır. Bütün dünya UFO’lar var mı yok mu diye tartışırken, bu konunun şarlatanları ve tacirleri her konuyu olduğu gibi bu konuyu da kullanıyor. Bütün resimler ve videolar gerçek değildir eminim ama ya içlerinden sadece birisi bile dünya dışından gelenlere ait ise??

2024 Notu: Yalçın Yalman içine düşen bu Ufo yakalama aşkıyla hayatını zorluklarla yaşadı. Araştırmalarıma göre Ayvalık, Bodrum, Çanakkale gibi illerde ekonomik sıkıntılar ile yaşamış. Şu an nerede olduğu bilgisine ne yazık ki ulaşamadım. Bu konular takıntı haline geldiğinde yıpratıcı olabiliyor. Çok üzgünüm Yalçın için…


Sharing is caring!