Astroloji ve Ben
Yirmi yıl önceydi, elime geçen bir astroloji kitabı ile internetten edindiğim kendi astrolojik haritama yaklaşık 30 sayfalık bir analiz hazırlamıştım. Günlük gazetelerde fal köşelerini okurken kimi yorumların es kaza tutması ile hem eğlenir, hem de ciddi merak ederdim astrolojiyi… Yorumladığım ilk haritamda bazı noktalar şaşırtarak dikkatimi çekmişti. Örneğin; aldığın evlere dikkat et doğal afet görme riskin var diyordu… Hay allah iki ev almıştım ikisi de ayrı ayrı deprem bölgesinde zarar görmüştü. Çocuğun geç olabilir, onun sağlık sorunu nedeniyle işini terk edebilirsin, çocuğunu tek başına büyütebilirsin, çocuğun yurt dışında iletişim konusunda eğitim görebilir, küçük yaşlarda iken yurt dışında olma ihtimalin, kendi ailenden ayrı kalma ihtimalin var diyordu… Nasıl yani dedim o an; evet 10 yıl uğraşmıştım çocuk için, bebeklerim ölüyordu, onun sağlığı nedeniyle de devlette önemli yıllarımı terk edip istifa etmiştim ve evet çocukken ailemden ayrıydım, yurt dışında bulunmuştum…
Hemen ailemin diğer bireylerinin haritasını da analiz ettim. Vay canına onların analizinde de ciddi konularda doğru öngörüler vardı. Oğlumun haritası tıpkı benimkine eşit bilgiler veriyordu. O yıllar oğlum 7 yaşlarında iken, evet şu anda yurtdışında iletişim-teknoloji konusunda okul bitirdi ve çalışmaya başlıyor yine yurt dışında… Harita analizim geriye dönük bilgilerimi doğruladığı gibi, ileriye dönük öngörüleri de yıllar içinde pek çok konuda doğrulamış bulunuyor.
Gün o gün ben bu konunun peşini bırakmadım. Astroloji bilgilerini ciddiyetle takip ettim. Hayat yolu beni kişisel gelişim alanında uzmanlaşmaya getirdi. Nefes, yıllardır lokomotif sunum konum oldu, kendi tekniklerimi geliştirdim. Ama yüreğimin ateşi (Yürek ateşinin yandığı alanın Vesta Astroidi ile temsil edildiğini söyleyelim) astroloji diye yanmaya devam etti. Urania isimli bir astroidimiz var, mitlere göre sembolize edildiğinde uzay-zaman-astronomi-astroloji bakışı ve görüşü verdiği söylenir kadim astroloji uzmanlarınca. Benim haritamda Urania asteroidi benim zodyağımda 12. evimde bulunuyor. Yani bilinçaltı-geçmiş yaşamlar- gizli saklı alanlarımızdır 12. ev… Gün geldi o hapishanenin parmaklıkları açıldı, benim Vestam ile buluşup tahliye oldu ve ben astroloji eğitimimi tamamlayıp astrolog oldum.
Aldığım her bilgiye, yaptığım her işe kendi stilimi katmak gibi yine haritasal bir özelliğim olduğu için astrolojide de kendi stilimi oluşturdum ve haritaları analiz ederken farklı bakış noktaları ekleyerek okuyorum. Bu okuyuş; kadersel olacaklar listesinden çok, kişinin kendi derinliklerini, korkularını, potansiyellerini, karmasını, ata etkilerini, ruhsal psikolojik yanlarını anlamaya yöneliktir. Zira yaşam yolumuz üzerinde tek bir mutlak kaderin olduğuna inanmayacak kadar çok sıra dışı deneyim geçirdim. Evet, tek bir yol yok, yollarımız var, köşe başlarında, kavşaklarda yaptığımız seçimlerimiz var, kısacası kaderimize bizim de katkımız var. Bu gerçeği bilinçli olarak kullandığım ve işte bu seçeneği seçiyorum deyip yürüdüğüm yollarım var bir süredir.
İşte sadece bu yüzden bile, doğum haritamızın bizim tarafımızdan ayrıntılarıyla bilmemiz ile, yaşam potansiyellerimize kendi seçimlerimizle katkı yapıyor olduğumuzu net ve emin bir şekilde ifade etmekten zerre kadar çekinmiyorum. Bu ifademi kullanırken de son derece sorumluluk duygusu içindeyim. Çünkü yeryüzünün derinliklerinden, gökyüzünün en üst tabakalarına kadar insanı ilgilendiren her konuda araştırmak, okumak, bilimi takip etmek, bilim kadar spiritüel, dinsel, inançsal, tarihsel, mitsel, antropolojik, enerjisel ve metafizik tüm alanlarda mevcut kaynakları didik didik eden meraklı bir manyağım. Kuantum, rezonans, astronomi, fizik, kimya, biyoloji, psikoloji bilimleri bugün artık bize çok farklı şeyler anlatıyor. Gün artık; DNA’nın bir yazılım içerdiğini, bu yazılımın aktif ya da pasif ögelerinin enerji ile değişebildiğini, ölümden öte bir hayat olduğunu, bilincimizin bizim uyanık halimizden çok daha büyük bir alana sahip olduğunu ve genişleyen algının farklı yetilere ulaşacağını, aşılmaz denilen ışık hızının aşılabileceğini, bükülmez denilen zamanın bükülebileceğini, inilmez denilen mutlak sıfır noktasına (elektronun durup madde direncinin bittiği -273 derece) inilip kuantum alanda deneyim gerçekleştiğini yaşayan, yaşatan ve anlatan bir gündür…
Durum böyle iken, Astroloji, bugün yağmur yağacak şemsiyeni alsan iyi olur diyen meteorolojiden farklı bir şey değildir. Mars koç burcuna geçiyor, ani çıkışlar yapma ihtimalin var diyen astroloji, benim kızgın öfkeli çıkış yapma konusunda ihtiyatlı olmama vesile oluyor. Allahın verdiği bir kaderim olduğu kadar, Allahın verdiği iradem olduğunu da unutmuyorum, unutmayacağım…
Zengin bir gökyüzünde, milyonlarca milyarca yıldız, nebula, gezegen arasında, varlığımı korumak ve ilahi yolumu yürümek için elimde tuttuğum fenerlere astrolojiyi katmak benim için müthiş bir zenginlik ve farkındalıktır. Şükürler olsun o zaman bu feneri de veren Rabbime…
Özgün gök-farkındalık noktalarıyla siz de kişisel harita analizinizi, ilişkilerinizin, işinizin, kararlarınızın potansiyellerini öğrenmek isterseniz buradayım…
Sevgi ve saygılarımla…
Nesrin Dabağlar
0539 5092313
astroloji ay burçlar gökyüzü güneş güney düğüm harita analizi jüpiter kader karma kuzy düğüm mars merkür neptün nesrin dabağlar pluton satürn yıldız haritası yıldızlar yükselen burç